img-01

Haber & Etkinlikler

Bilgi Arama

Dövizle Sözleşme Akdetme Yasağına Rağmen Dövizle Akdedilen Sözleşmelerle İlgili Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi

2025-01-17

SAYI: ÖZDERİN 2025/1

            6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) kapsamında özel hukuk alanında tarafların hak sahibi olacakları ve borç altına girecekleri işlemlerde, sözleşmelerin/anlaşmaların içeriğinin ve koşullarının belirlenmesinde sözleşme serbestisi ilkesi kural olmakla beraber, kanunlarda açıkça belirtilen hallerde bu ilkeye istisnalar getirilebilmektedir.  Bu bağlamda bilindiği üzere Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 sayılı Tebliğ (“Tebliğ”) ile döviz cinsinden ve dövize endeksli olarak sözleşme yapma özgürlüğüne sınırlama getirilmekte olup Tebliğ’in “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlıklı 8. Maddesinde, ücretin yani sözleşme ile öngörülen satış ve/veya hizmet bedellerin ayrıca diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli belirlenemeyeceği sözleşmeler (ve bu yasaklara ilişkin istisnalar) ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Söz konusu istisnalarla ilgili olarak Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 Sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2024-32/69 Sayılı Tebliğ konulu bültenimizden daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

 

Tebliğ’in 8. Maddesinin 28 fıkrası[1]’ uyarınca, sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerinin Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur. Bu fıkra uyarınca yeniden belirleme usulü düzenlenmekte olup Tebliğ’den önce akdedilmiş sözleşmelerde döviz cinsinden belirlenen kira bedellerinin Türk parasına çevrilmesinde, öncelikle tarafların kendi aralarında mutabakata varmaları aranmaktadır. Taraflar kendi aralarında anlaşamadıkları halde ise Tebliğ’in 8. Maddesinin 29. fıkrası[2]’nın birinci paragrafı uyarınca,  akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu bedellerin 02/01/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 02/01/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirleneceği öngörülmüştür.

 

Döviz ve dövize endeksli olarak belirlenemeyecek sözleşmelerden bir tanesi de Tebliğ’in 8. maddesi 2. Fıkrası[3] Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; yurt içinde yer alan konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kira sözleşmelerindir. Bir başka deyişle, Türkiye’de yerleşik kişilerin/tarafların kira sözleşmeleri ile belirleyecekleri kira bedelleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramayacaktır.  Ayrıca, dövizle sözleşme akdetme yasağı, sadece düzenlemeden sonra akdedilecek yeni sözleşmeleri değil, yukarıda belirtilen 8. Maddenin 28. Fıkrasına göre düzenlemeden önce akdedilmiş ve döviz cinsinden yapılmış kira sözleşmelerini de kapsamaktadır. Bu kapsamda bültenimize konu 32 sayılı dövizle akit yasağına dair Tebliğ’den önce dövizle veya dövize endeksli olan akdedilen kira sözleşmelerinin de Türk Lirası’na uyarlanması da zorunlu tutulmuştur. Bu kira sözleşmeleri uyarlanırken taraflar arasında mutabakat sağlanmadığı takdirde ise 8. Maddenin 29. Fıkrası ilk parafındaki esaslara göre mi belirleme yapılacaktır yoksa mevzuat bu konuda mutabakat aranmaksızın bir belirleme yapmış mıdır?

 

32 sayılı Karara ilişkin Tebliğ’in Geçici 8 inci maddesinin 29. Fıkrasının ikinci paragrafı bu hususta özel bir düzenleme getirmiştir.

 

“32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.

Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.”

Özetle bahsi geçen maddeler uyarınca Tebliğ’in yürürlük tarihinden önce taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin dövizle sözleşme akdetme yasağı kapsamında olması halinde döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan sözleşme bedellerinin taraflarca yeniden belirleneceği, yeniden belirleme konusunda taraflar arasında mutabakata varılamazsa yukarıda yer alan 29. Fıkraya göre tespit edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.  

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden sonra Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 13.03.2024 Tarih 2023/8397 Esas, 2024/2415 Karar sayılı kararı (“Yargıtay Kararı”)  uyarınca bazı değerlendirmelerde ve uyarılarda bulunmak isteriz. Yargıtay Kararı uyarınca Tebliğ’in yürürlük tarihinden önce taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde kira bedellerinin döviz cinsinden ve dövize endeksli olarak kararlaştırıldığında ve Tebliğ tarihinden sonra bu bedellerin taraflarca yeniden Türk parası ile belirlenmemesi durumunda, bu durumun aylık kira alacağını belirsiz hale getireceği, bir başka deyişle dövizle veya dövize endeksli olarak akdedilmiş sözleşmelerde yer alan bedellerin geçersiz kabul edileceği görüşündedir. Bu görüşünü ise aşağıdaki gerekçelere dayandırmıştır;

“TBK'nın 26’ncı maddesinde; "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." hükmüne yer verilmekle aynı kanunun 27/1. maddesinde ise; kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin hükümsüz olacağı düzenlenmiştir. Söz konusu kararnamelerle, döviz cinsinden ve dövize endeksli olarak sözleşme yapma özürlüğüne sınırlama getirilmekte olup, ekonomik kamu düzeninin korunması amaçlanmaktadır. Anılan hükümler, borçlunun kira borcuna itiraz etmesi halinde mahkemece kendiliğinden uygulanacağından ayrıca borçlunun bu tebliğ hükümlerinin uygulanmasını talep etmesi de gerekmez. Bu hükümler kamu yararı düşüncesi ile çıkartılmış emredici nitelikte hükümler olduğundan aksine yapılan düzenlemeler ya da uygulamalar geçersizdir.

Son olarak belirtmek isteriz ki bu düzenlemeye aykırı hareket edilmesi ve döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kira bedelinin belirlenmesi kabahat olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye aykırı olarak hareket eden kişilere Kabahatler Kanunu m. 17/7[4] uyarınca idari para cezası hükmolunur.

Önemle belirtmek isteriz ki, yukarıda bahsi geçen Yargıtay Kararı’nın yalnızca Tebliğ’in yürürlüğünden önce dövizle akdedilmiş kira sözleşmeleri ve kira bedeli özelinde yorumlanmaması, gerek Tebliğ’in yürürlük tarihinden önce gerekse yürürlükteyken istisna kapsamında olmayan her türlü sözleşmelerde nazara alınması gerekir. Yasağa rağmen sözleşme bedeli ve diğer ödeme yükümlülüklerinin dövizle belirlenmesi halinde, bedelin geçersiz ve belirsiz olarak Mahkemelerce değerlendirilebileceğine dikkat edilmelidir. Özellikle ödemeyi kabul eden/kabul edecek tarafların bu hususta daha tedbirli olması hukuken çok daha önem arz eder.

Söz konusu kararların uygulanması ile ilgili herhangi bir hukuki sorunuz olması halinde bizimle irtibat kurmanızı rica ederiz.

Saygılarımızla,

 

Av. Senem ÇETİN                                       Stj. Av. Aylin ÖZYOLCU

Danışmanlık Departmanı Yöneticisi            Dava Departmanı

 

 

 

             

 

[1]  Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

Madde – 8: (28) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.

[2] Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

Madde – 8: (29) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.

[3] Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler

Madde – 8: (2)  Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında akdedecekleri; konusu yurt içinde yer alan gayrimenkuler olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul kiralama sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramazlar.

[4] İdarî para cezası

Madde 17- (7): İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki idarî para cezaları açısından uygulanmaz.

marsbahis adresi marsbet flughafentransfer şişli escort sweet bonanza bahsegel bahsegel sweeet bonanza oyna şişli escort bayan sweet bonanza