SAYI: ÖZDERİN 2022/1
Ticari hayatta, mal ve hizmet tedariki amacıyla kurulan her türlü ekonomik ilişki, yazılı ya da sözlü bir sözleşme etrafında şekillenmektedir. Bu mal ve hizmet tedariki ilişkisi kapsamında, temini konusunda anlaşılan “şeylerin” ekonomik değeri arttıkça, taraflar, bu ilişkiyi ellerinden geldiğince belirli hale getirmek ister ve kararlaştırdıkları şartları yazıya dökme eğiliminde olurlar.
Bir hukuki ilişkinin, yazıya dökülmesi ile imza altına alınan hükümler; tarafların yerine getirme sözü verdikleri edimleri, bu yükümlülüklerinden doğan haklarını ve borçlarını ortaya koyduğu gibi bu ilişkinin ne zaman ve/veya nasıl sona erdirileceğini de içerebilir.
Zira bazı sözleşmeler; doğası gereği, tarafların borçlarını yerine getirmeleri sonrasında ya da taraflarca belirlenmiş süre bitiminde yani olağan sona erme şeklinde sona ererler. Bazıları ise taraflar arasında uzun bir sürece yayılır ve hukuk dili ile ifade edilecek olursa “sürekli borç ilişkisi doğuran” nitelikte olurlar. Bunlardan kimisi süre sonunda otomatik yenilenirken, kimi ise hizmet alındığı/verildiği sürece sipariş usulü veya parça başı devam eder. Örneğin; bir arabanın satışı için kurulan sözleşme, alıcının araba bedelini, satıcıya tamamen ödemesi ve satıcının da arabanın anahtarını, alıcıya teslim etmesi ile sona ererken; bir şirketin güvenlik işlerini yükleniciye özgüleme, yani hizmet tedariki için kurduğu sözleşme birkaç sene sürebilir. Bu nitelikte sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerde, harici bir sebep veya bir tarafça bozucu yenilik doğurucu bir fesih iradesi gerçekleşmezse ya da tarafların başlangıçta sözleşme ilişkisinin geleceğine ilişkin kararlaştırdıkları bir kendiliğinden sona erme tarihi bulunmuyorsa sözleşme, ayakta kalmaya devam eder.
Taraflar arasında devam eden ticari ilişki ile ilgili bir uyuşmazlık doğduğunda veya hizmet alımı herhangi bir nedenle keyfi şekilde sona erdirilmek istendiğinde; bilindiği üzere en çok bakılan sözleşme maddeleri feshe ve süreye ilişkin hükümler olmaktadır. Ancak, süresi devam etmesine rağmen sözleşme ilişkisi çekilemez hale geldiğinde veya ispat edilebilir somut bir haklı sebep yokken hizmet sonlandırılmak istendiğinde “süreden önce fesih süreçleri” bazen riskler nedeniyle çıkmaza girebilmektedir. Öyle ki, bazı sözleşmelerdeki feshe ilişkin ağır koşullar (ki bu cezai şart veya alınmamış bir hizmetin karşılığı olan kalan süreye ilişkin tutarların ödenmesi olabilir) ile Borçlar Kanunu gereği haksız feshin karşı taraf açısından yaratabileceği zarar ve kayıp iddiaları veya usulüne uygun yapılmamış fesih bildirimi nedeniyle çoğu zaman hak kayıpları yaşanabilir veya istenmeyen iddialar yönetilebilir.
İşte bu bülten yazımızda aşağıda ana hatları ile belirtilen, uygulamada en çok tereddüt yaşanan bir yazılı anlaşmanın sona ermesi ile süreden önce feshine ilişkin aşağıdaki hususlara değinilecektir:
- Bir sözleşmenin süresinin belirli olmasının önemi ve otomatik yenilenen sözleşmelerdeki hizmet alan açısından riskler,
Sözleşme içeriğinde, sözleşmenin sona erme tarihinin yazılı olması; diğer bir deyişle, sözleşmenin belli bir süresinin olması hem ticari hem de hukuki belirlilik açısından önemlidir. Eğer, sözleşmenin diğer tarafı ile ilk defa kurulan bir ticari ilişki mevcutsa, sözleşme süresi kısa tutulmalı ve sözleşmeye otomatik yenilenme hükmü ilave edilmemelidir.
Taraflar, sözleşmeye otomatik yenileme hükmü koyacaklarsa, yani belli bir sürenin sonunda sözleşmenin kendiliğinden yenileneceği kararlaştırılacaksa sözleşmenin ne kadar süreliğine yenileneceğini net bir şekilde yazmalıdırlar. Aksi takdirde, iki taraf arasında belirsiz süreli bir sözleşme kurulur. Bu durum, hukuki ve ticari belirlilik açısından sözleşme taraflarını dezavantajlı konuma sürükleyebilir.
- Otomatik yenilenen sözleşmelerdeki olağan sona erme tarihinde bildirim ile sözleşmeyi sona erdirme şartları,
Yukarıda bahsedildiği gibi otomatik yenilenen bazı sözleşmelerde, yeni sözleşme dönemi başlamadan önce sözleşmenin taraflardan birinin beyanı ile sona erdirilebileceği ve bu beyanın açıklanması için bazı ihbar süreleri ve şekilleri ön görülmüşse bu sürelere ve şekle ilişkin şartlara hassas şekilde uyulmalıdır. Aksi takdirde, sözleşme sona erdirilmemiş olur ve sona erdirebilmek için bir sonraki sözleşme dönemi beklenmek zorunda kalınabilir. Bu da ticari kayıplara ya da istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
- Gerekçesiz, tazminatsız, belirli bir ihbar öneli ile süreden önce feshin yani olağan feshin hizmet veren veya sözleşme süresine güvenle yatırım yapan/fayda sağlayan taraf açısından riskleri,
Başlıkta geçen olağan fesih; taraflardan birinin, herhangi bir sebep göstermeksizin, tek taraflı bir irade beyanı ile geleceğe etkili olarak sözleşme süresi sonunu beklemeksizin sözleşmeyi sona erdirmesi anlamına gelir. Bu noktada, sözleşmede kararlaştırılmış fesih ihbar süre ve dönemlerinin var olup olmadığı incelenmelidir. Örneğin; sözleşmede, taraflardan birinin gerekçe göstermeksizin 1 ay öncesinden bildirerek sözleşmeyi feshedilebileceği klozu yazılıysa, beyanın muhataba ulaşmasından 1 ay sonra fesih iradesinin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı anlaşılır.
- Süreden önce feshin hizmet veren veya alan taraflar açısından riskleri,
Taraflar, sözleşmeden doğan olağan fesih hakkı konusunda ihbar süre ve dönemlerini, kural olarak serbestçe kararlaştırabilir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus; bir sebep dahi gösterilmesine gerek olmayan olağan fesih beyanının, hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olmaması gerektiğidir.
Uzun bir sürece yayılmış ticari ilişki içerisinde, taraflar, sözleşmenin istikrarı adına, dönemsel olarak büyük yatırımlar yaparlar. Bu tarz ciddi yatırımların mevcudiyeti halinde, fesih ihbar süreleri sözleşmelerde çok daha uzun tutulmalı ve karşı tarafın ağır maddi kayıplara uğramasının önüne geçilmelidir. Sözleşmede fesih ihbar süreleri kısa tutulsa ve bu süreye uyulmuş olsa dahi bu sürenin işin niteliği ile orantılı olmaması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacaktır. Burada asıl amaçlanan, sözleşmenin diğer tarafının bu sayede elde ettiği menfaatlerden yoksun kalmamak için başka bir sözleşme ilişkisi kuramadan veya daha farklı bir önlem alamadan hazırlıksız yakalanmasının önüne geçmektir. Buna uygun davranmamak sözleşmenin haksız feshi sonucunu doğurur. Diğer bir deyişle, hukuka uygun bir sona erdirme beyanı bulunmadığından, beyan kesin olarak hükümsüz yani geçersiz sayılır.
- Süresi devam eden bir sözleşmenin süresinden önce olağan şekilde sona erme halleri hariç nasıl feshedilebileceği,
Taraflar arasında halen yürürlükte olan bir sözleşme, sona erme tarihi gelmeden evvel feshedilmek isteniyor ve karşı tarafa tazminat ödemek istenmiyorsa, feshi isteyen tarafın fesih iradesinin haklı bir sebebe dayanması gerekmektedir. Aksi takdirde fesih iradesinde haksız olmasına rağmen sözleşmeyi fesheden taraf olarak tazminat ve/veya cezai şart ödemek mecburiyetinde kalınabilir. Bu haklı sebeplerin neler olduğu taraflar arasındaki sözleşmede yazılı olabileceği gibi kimi zaman da o sözleşme tipini düzenleyen kanun maddelerinde de bulunabilir.
- Haklı sebeplerle fesih şartları, haklı sebebin ispatının güçlüğü,
Olağanüstü fesih; karşılıklı güven ilişkisine dayanan sözleşmelerde, bu ilişkiyi çekilmez hale getiren bir sebebin varlığı veya önceden öngörülemeyen bazı sebeplerin ortaya çıkmış olması ve bu nedenle borç ilişkisinin temelinin çökmüş olması hallerinde kullanılacak bir haktır. Olağanüstü feshi, olağan fesihten ayıran en önemli husus, olağanüstü feshi, geçerli bir nedene yani haklı bir nedene dayandırmak gerekliliğidir. Bu sebeple bu tür fesih haline, haklı nedenle fesih denmektedir.
Sözleşmeden kaynaklı olağanüstü fesih sebeplerinde, yani haklı nedenle fesih halinde taraflar, kuracakları ilişkinin başlangıcında bu ilişkiyi çekilmez hale getirebilecek her türlü sebebi sıralamak suretiyle bu sebepleri kararlaştırabilirler. Bu sayılan nedenlerden birinin ortaya çıkması halinde, yani sözleşmeye aykırılık halinde, olağanüstü fesih hakkına kavuşan taraf, bunu makul bir süre içinde kullanmalı ve sebebini ispat etmelidir. Bu hakkını makul bir süre içerisinde kullanmakta uzun süre geciken ve sözleşme kapsamındaki ilişkisine devam eden taraf, bu gerekçeyi bir fesih hali olarak görmediğini kabullenmiş sayılır. Makul sürenin bitiminden sonra artık sahip olmadığı hakkını kullanmak isterse de bu fesih haksız nitelikte olacaktır.
- Fesih iradesi ile olağan sona erme bildirimlerinin hangi usulde yapılması gerektiği,
Tarafları tacir olan her ilişkide yapılacak; diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar TTK md. 18/3[1] uyarınca noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılmak zorundadır. Aksi halde hukuki sonuç doğurmazlar.
Bilindiği üzere, çoğu zaman müvekkillerimize;
- Öncelikle sözleşmeleri, ticari çıkar ve karşı taraftan beklediğiniz taahhütlerin süresini de gözeterek her zaman başlangıç - bitiş tarihi belirli olacak ve bu süre geldiğinde kendiliğinden sona erecek şekilde akdetmelerini,
- Özellikle sürekli hizmet alan taraf isek olabildiğince otomatik yenileme hükümlerinden kaçınmalarını,
- Kendi açımızdan süreden önce gerekçesiz, belirli bir ihbar öneli vererek, herhangi bir zamanda, herhangi bir ad altında tazminat veya cezai şart ödenmeksizin, o ana kadar alınan hizmetlerin karşılığını ödeyerek tek taraflı fesih maddesi ilave edilmesini,
- Süreden önce fesih halinde, karşı tarafın korunan bir menfaati kayba uğrayacağından aleyhe bir tazminat ödenmesi gerekecek ise bunun tutarının belirli ve somut hale getirilmesini, bunu aşan tüm tutarların sınırlandırılmasını,
- Hizmet verecek tarafsak ve sözleşme süresine veya karşı tarafın taahhüdüne güvenle yatırım yaparak, karşı tarafa fayda sağlamışsak, karşı tarafın bu süreden önce haksız feshini ağır şartlara bağlamamızı, yani gerekçesiz fesih şartlarının zorlaştırılmasını,
- Belirli bir sürenin sonunda sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği açıkça yazmıyorsa, tüm sona erme halleri ile fesih iradelerinin Türk Ticaret Kanunu madde 18/3 nedeniyle Noter aracılığı ile ve tarafımıza danışılarak yapılması gerektiğini, bu minvalde sözleşme bildirim hükümlerinin de incelenmesi gerektiğinden tarafımıza bu hallerde mutlaka danışılmasını tavsiye ederiz.
Konu ile ilgili herhangi bir soru veya sorununuz olması halinde bizimle irtibat kurmanızı rica ederiz.
Saygılarımızla,
Danışmanlık Departmanı Yöneticisi Dava Departmanı
Av. Senem ÇETİN Stj. Av. İrem Can TANIŞ
[1] MADDE 18- (3) Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.