SAYI: ÖZDERİN 2025/17
Bu bültenimizde ticari bir işletmeyi devralan veya devredecek işletmelerin dikkat etmesi gereken hususlara ve kanuni düzenlemelere dair bilgiler verilecektir. Ticari işletme devri Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ve Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) özel olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda tacirin ticari işletmeye özgülediği malvarlığının aktifini oluşturan unsurların tamamının veya bir kısmının devri TTK m. 11/3’te, ticari işletmenin organizasyon ve idaresini ilgilendiren borçların devri ise TBK m. 202’de düzenlenmiştir. Aşağıda 1. Bölümde genel olarak ticari işletme devrinden ne anlaşılması gerektiği, 2.bölümde ise ticari işletme devri halinde devre konu işletmenin borçları açısından devreden ile devralanın sorumluluğu konusunda bilgiler verilecektir.
1. Ticari İşletme Devri Nedir, Neler Devredilebilir?
Öncelikle belirtmek gerekir ki ticari bir işletme içerdiği bir takım malvarlığı unsurlarıyla devredilebileceği gibi duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerecek şekilde bir bütün olarak da devre konu edilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken bunlardan hangisinin veya hangilerinin devralındığı açıkça belirlenmesidir. Aksi durumda işletmeye özgülenen bütün malvarlığı unsurlarıyla devredildiği kanunen kabul edilecektir. Bir bütün halinde devri konu alan sözleşmelerin kanun gereği yazılı şekilde akdedilmesi ve ilgili ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesi gerekir. İlgili TTK hükmü aşağıdaki gibidir;
“A) Ticari işletme
1. Bütünlük ilkesi
MADDE 11-
(3) Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.”
Buna göre; (i) ekonomik değer taşıma/paraya çevrilebilir olma ve (ii)ticari işletmenin faaliyetinin devamına sürekli surette özgülenme esas kıstas olarak her bir malvarlığı unsuru için incelenmelidir. Bu doğrultuda tacirin ticari işletmeye özgülediği tüm haklar ve bu kapsamda alacak hakları, ticaret ünvanı, ticari işletme, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri bakımından ayırt edici ad ve işaretler, alan adları, know-how, senede bağlı olan olmayan tüm alacaklar ile bunları teminat altına alan rehin ve ipotek hakları, kiracılık hakkı ve müşteri çevresi ve işletme değeri hatta işletmenin nakit parası, ticari işletmenin malvarlığı kapsamındadır. Özetle işletmenin bilançosundaki tüm ekonomik değerlerin kural olarak bu kapsamda olacağı belirtilmektedir1.
Bahsekonu hüküm ile ticari işletmenin aktiflerinin tamamının veya bir kısmının devre konu olabileceği düzenlemesine ilave olarak TBK m. 202 hükmü de pasiflerinin yani işletmenin borçlarının devir olacağını öngörmektedir. Ticari işletmenin devri kurumu aynı zamanda iş hukuku
1 chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/687753
KONU: Ticari İşletme Devrinde Dikkate Alınması Gereken Sorumluluk Halleri Hk. SAYI: ÖZDERİN 2025/17
(işyeri devri kurumu bakımından İş Kanunu m. 6, rekabet hukuku (devralan ile devreden arasındaki rekabet yasağı), vergi hukuku ve icra iflas hukuku (İcra ve İflas Kanunu m. 44 ve 280/3) gibi diğer hukuk dallarını da ilgilendiren ve bunlar bağlamında da hukuki sonuç ve sorumluluk doğuran bir konu olduğu için başkaca mevzuatlarda da bazı düzenlemeler yer almaktadır.
2. Ticari İşletmenin veya Malvarlığının Devri Halinde Devredenin Borçlarından Sorumluluk Ticari bir işletme devredildiğinde, devralan ile devreden aralarında akdedecekleri devir sözleşmesi ile devralan işletmenin borçlarından sorumluluğun nasıl olacağını düzenleyebilirler. Ancak bazı durumlarda kanun gereği devredenin veya devralanın sorumluluğunun ortadan kaldırılamayacağı haller bulunmaktadır. Bunlar devralan tarafça dikkat edilmesi gerekenler ve devreden tarafça dikkat edilmesi gerekenler olarak aşağıda ele alınmıştır.
TBK’nın 202. Maddesine göre bir malvarlığını veya işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralanın, o işletmenin veya o malvarlığı ile ilgili olabilecek alacaklılara bu durumu bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu devreden de devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalacaktır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. Ayrıca bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz. Bir başka deyişle o malvarlığını veya işletmeyi devralan taraf alacaklılara bunun ilan veya bildirilmesi yükümlülüğünü yerine getirmezse devredenin sorumluluğu devralanla birlikte bu yükümlülük yerine getirilinceye kadar devam edecektir. Bu sebeple işletmesini veya malvarlığını devreden tarafların, o işletme veya malvarlığı ile ilgili tüm sorumluluğun devralana bir an evvel geçmesi için devrin ilan edildiğini veya tescil edildiğini takip etmesi gerekir. Ancak her durumda kanun gereği bildirimi/ilanı veya tescili takip eden 2 yıl boyunca müteselsil sorumluluğunun devam edeceği, aksi devralan ile devreden arasındaki sözleşmede kararlaştırılsa dahi bu sorumluluğun ortadan kaldırılamayacağı unutulmamalıdır.
TBK m. 202’nin emredici nitelikte kanuni bir düzenleme olması nedeniyle o malvarlığı veya işletme ile ilgili alacaklı olan tarafların devre açık veya örtülü rızasını bildirmesine ya da devreden ile devralan arasında borçların devri konusunda nasıl bir anlaşma olduğuna bakılmaksızın kanun gereğince borçlar devralana geçecektir. Bu sebeple devralan tarafların söz konusu devirlerden önce devralacakları işletme veya malvarlığı ile ilgili borçları, bunlar üzerindeki hakların ne olduğunu detaylı bir şekilde incelemesi, hukuki terminolojide due-dilligence adı verilen hukuki ve mali yönden bir denetleme yapması tavsiye edilir. Burada bir not olarak belirtmek gerekir ki bu inceleme kapsamı yalnızca mali tablolar üzerinde yapılmayacak kadar hassasiyetle değerlendirilmesi gereken süreçlerdir çünkü şirketlerin mizanlarda yer almayan senet veya çekler verdiği veya taahhütlerde bulunduğu, kefaletler verdiği durumlar olabilir. Bu nedenle özellikle ticari işletmeye ilişkin borçlar bağlamında belki devredenin dahi devir anında varlığından haberdar olmadığı bir borcun alacaklısı tarafından devralana başvurulması ihtimali söz konusu olabileceği nazara alınarak ticari kayıp risklerine karşın devreden taraftan teminat, güvence, garanti vb. alabileceği de değerlendirmelidir.
KONU: Ticari İşletme Devrinde Dikkate Alınması Gereken Sorumluluk Halleri Hk. SAYI: ÖZDERİN 2025/17
Yukarıda yer ala hüküm doğrultusunda alacağın ne olduğu ve konusunun ne olduğuna dair bir sınır olmamakla birlikte yine bu hüküm kapsamında ve ayrıca İş Kanunu’nun 6. Maddesi gereğince işyerinin veya bir bölümünün devri halinde o işyerindeki çalışanların hak ve alacaklarının durumuna da ayrıca değinmek faydalı olacaktır. İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Bu hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlı olacaktır. Bir başka deyişle bir işyerini tümüyle veya bir bölümünü devralanların o işletmedeki işçilik alacaklarının durumu ile ilgili de değerlendirme yapması, bir işçinin geçmiş dönemde herhangi bir işçilik hak ve alacağı ile ilgili talebi olsa dahi bundan da sorumluluğunun doğacağı, o işçinin iş sözleşmesi feshedilip tüm işçilik alacakları ödense dahi şartları var ise işe iade dahil dava açma hakkının doğabileceği unutulamamalıdır.
Yukarıda ele aldığımız hususlarla ilgili bir sorunuz olması halinde bizimle irtibat kurmanızı rica ederiz.
Saygılarımızla,
Av. Senem Nimet Çetin
Danışmanlık Departmanı ve Uyum Yöneticisi