img-01

Haber & Etkinlikler

Bilgi Arama

Sözleşmelerin Dili

2023-11-13

SAYI : ÖZDERİN 2023/22

 

Hukuk sistemimizde sözleşmeler açısından genel ilke her ne kadar sözleşme serbestisi olsa da bu serbesti mutlak bir sınırsızlığa sahip değildir. Sözleşme Serbestisi İlkesinin Sınırları ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar adlı bültenimizde detaylıca açıkladığımız üzere, sözleşme serbestisi, sözleşmeyi yapma veya yapmama, sözleşmenin içeriğini belirleme, sözleşmenin şeklini belirleme, sözleşmeyi ortadan kaldırma gibi farklı şekillerde uygulama alanı bulmaktadır.

Sözleşme serbestisi ilkesinin özel bir görünümü olarak sözleşme şeklinin ve içeriğinin serbestçe belirlenebileceği hususları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) md.12[1] ve md. 26[2]’da düzenlenerek mevzuatta yerini almıştır. TBK md. 27’de[3] ise sözleşme serbestisinin genel sınırları belirlenmiş olup sözleşmenin kanunun emredici hükümlerine, genel ahlaka ve kamu düzenine, kişilik haklarına aykırılık içermesi ya da konusunun imkansız olması sözleşmenin kesin hükümsüz olması sonucunu doğuracağı emredilmiştir. Bu minvalde, sözleşme serbestisi ilkesinin TBK md. 27 dışında başkaca sınırları olup olmadığı sorusu, özellikle de yabancı kişilerle ve/veya global şirketlerle sözleşme ilişkisine girileceğinde sözleşmenin dilinin özgürce belirlenip belirlenemeyeceği soruları gündeme gelmektedir.

805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun (“805 sayılı Kanun”) ile sözleşmelerde kullanılacak dilin serbestçe belirlenip belirlenemeyeceği kural altına alınmıştır.

805 sayılı Kanun’un 1’inci maddesi[4] uyarınca Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müessese, Türkiye’de yapacakları tüm işlem, sözleşme ve yazışmalarını Türkçe yapmak, hesap ve defterlerini Türkçe tutmak zorundadır. Bu zorunluluk, Türk uyruklu müessese ya da şirketlerin yalnızca diğer bir Türk uyruklu müessese ya da şirketle yaptığı iş/işlemler arasında geçerli olmayıp yabancı uyruklu bir müessese ya da şirketle gerçekleştireceği iş/işlemler için de geçerlidir.

Türk tacirlerce tutulacak defterlerde kullanılacak dil, yalnızca 805 sayılı Kanun ile belirlenmemiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) md. 65[5] ile ticari defterlerin ve gerekli diğer kayıtların Türkçe tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Bunun yanında ticaret ve sanat erbabı olanlar, ticaret şirketleri, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, serbest meslek erbabı olanlar ve çiftçiler 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK”) md. 215[6]’e göre Türkçe defter ve kayıt tutmak zorundadır.

805 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi[7] ile Türk uyruklu müessese ve şirketlerin yabancı dilde iş/işlemler yapması sonucunda düzenlenen evrakların düzenleyen lehine dikkate alınmayacağı; 7’nci maddesi[8] ile ise aykırı davranan kişi ve/veya kişilerin yüz günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

805 sayılı Kanun maddelerinden, Türkiye’de yerleşik bir şirketin bir sözleşmeyi yabancı dilde akdetmesi halinde, söz konusu sözleşmeyi ve sözleşmedeki hükümleri kendi lehine delil olarak kullanamayacağı anlaşılmaktadır. Sözleşme hazırlık ve müzakere sürecinde taraflar kendilerini koruyucu hükümler eklerken bu hususu göz ardı etmemelidir. Zira 805 sayılı Kanun uyarınca eğer bahse konu lehe sözleşme hükümleri yabancı dilde akdedilmiş bir sözleşmede ise o hükümlerden faydalanamayacağı anlaşılmaktadır. Her ne kadar yargı kararları gereği özellikle iki tarafın da tacir olduğu ve bir tarafın da yabancı olduğu uyuşmazlıklarda, sözleşme dilinin Türkçe kullanılması mecburiyetine dair emredici hükümler, iyiniyet ve hakkın kötüye kullanılamayacağı ilkeleri dikkate alınarak değerlendirilmekte ise de sözleşmedeki lehine maddelere dayanacak olan tarafın riske atmaması için sözleşmeyi hem Türkçe hem de İngilizce dilinde akdetmesi tavsiye edilmektedir. Bir sözleşmeye dayanarak yargı yoluna başvurduğumuzda, sözleşmenin yabancı dilde olması hasebi ile delil olarak kullanamayacağımız iddiasında bulunan karşı tarafın, en iyi ihtimalle bu iddiası sebebi ile yargılamayı bir hayli uzatacağı ve hakka kavuşmayı geciktirebileceği ortadadır.

Açıklananlar çerçevesinde, özellikle sözleşmedeki maddeler kendi açısından önem arz eden tarafın, sözleşmede kullanılacağı dili belirlerken 805 sayılı Kanun’un emredici hükümlerine dikkat etmesi, yabancı dilde bir sözleşme akdederken sözleşmeyi hem Türkçe hem İngilizce dillerinde yazıya dökmesi ve imzalaması, lehine maddelere dayanarak hak iddia edebilmesi için en koruyucu ve risksiz yol olacaktır.

Konu ile ilgili herhangi bir soru veya sorununuz olması halinde bizimle irtibat kurmanızı rica ederiz.

Saygılarımızla,

 

Av. Semih TÜFEK            Stj. Av. Özüm Nur TORUN

Dava Departmanı Yöneticisi    Dava Departmanı

 

[1] md. 12 - “ (1) Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. (2) Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz.”

[2] md. 26 - “ Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.”

[3] md. 27 - “ (1) Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.  (2) Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.

[4] md. 1 - “Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler, Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmağa mecburdurlar.”

[5] md. 65/1 - “Defterler ve gerekli diğer kayıtlar Türkçe tutulur. …”

[6] md. 215/1 - “Bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilir”

[7] md.4- “Bu kanunun mevkii meriyete vaz'ından sonra birinci ve ikinci maddeler ahkamına muhalif olarak tanzim kılınmış olan evrak ve vesaik şirket ve müesseseler lehine nazarı itibara alınmaz.”

[8] md.7- “Bu Kanun hükümlerine aykırı hareket eden kişi, yüz günden az olmamak üzere adlî para cezasıyla cezalandırılır.”

marsbahis adresi marsbet flughafentransfer şişli escort sweet bonanza bahsegel bahsegel sweeet bonanza oyna şişli escort bayan sweet bonanza