SAYI : ÖZDERİN 2023/6
Serbest bölgeler; ülkedeki ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin olarak hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sanayi ve ticari faaliyetler için geniş teşviklerin tanındığı yerlerdir. Ülkemizde serbest bölgeler 1985 tarihli 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile (“Kanun”) düzenlenmiş olup Kanun’un 6. maddesi ile “Türkiye Gümrük Bölgesinin parçaları olmakla beraber; yer ve sınırları Cumhurbaşkanınca belirlenmiş, serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın, gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu, ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen ve serbest dolaşımdaki eşyanın bir serbest bölgeye konulması nedeniyle normal olarak eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı yerler” olarak tanımlanmıştır.
Bu doğrultuda serbest bölgelerin kuruluş amacının, ihracata yönelik yatırımı ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek olduğu söylenebilir. Sağlanan muafiyetler ve teşvikler dış ticareti ve finansman işlemlerini arttırdığından bunun doğal sonucu olarak gelişmekte olan ülkelerde yaşanan istihdam sorununa da çözüm sağlamaktadır. Bu çözümlerin yanı sıra özellikle bu bölgelerde yatırım yapan çok uluslu şirketler, getirdikleri teknoloji ile yerli iş gücündeki bilgi ve beceriyi de geliştirmekte, faaliyetlerinde ihtiyaç duyacağı mal ve hizmetler için de satın almalar yaparak ülke ekonomilerine de önemli katkılar sunmaktadır. Gümrük vergisi, KDV ve ÖTV yönünden getirilen bazı düzenlemelerle serbest bölgelerde faaliyet gösteren şirketlere pek çok avantaj sağlanmıştır. Bunlardan bir diğeri ise bu şirketlerin gelir ve kurumlar vergisinden muafiyetleridir. Bu muafiyetler işçilik ücretleri yönünden de fark yaratacak yararlar sağlamaktadır. Aynı şekilde serbest bölgede kurulu/kurulacak işletmelerin, elektrik, su, doğal gaz, haberleşme gibi altyapı hizmetlerinden de KDV’siz yararlanmaları, işletme giderlerinde büyük oranda tasarruf sunmaktadır. Serbest bölgede faaliyet göstermenin orta ve uzun vadede sunduğu avantajlar, ticari açıdan sağladığı imkan ve faydalara dair detaylar için T.C. Ticaret Bakanlığı’nın yayınladığı dokümanlara da erişebilirsiniz.
Serbest bölgede sağlanan muafiyetler için yerli veya yabancı şirket ayrımı yapılmaz. Bu yazımız ile yerli ve özellikle yabancı sermayeli şirketlerin Kanun’dan faydalanarak ülkemizdeki bir serbest bölgede faaliyet gösterebilmek için izlemesi gereken hukuki süreç özetlenmiştir.
Başvurunuzu yeni bir şirket kurarak veya halihazırda kurulu şirketiniz için şube açarak yapabileceğiniz gibi mevcut bir işletmenizin adresini serbest bölgeye taşıyacağınızı taahhüt ederek de yapabilirsiniz. Belirtmek isteriz ki günümüzde Türkiye içerisinde merkezi olarak bir şirket kurup devamında serbest bölge içerisine bir şube açmak çok daha mantıklı bir hal almıştır. Bunun sebepleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
- İhtiyaç duyulacak her hizmet ve malın, gümrük kurallarına ve yönetmeliklerine uygun olarak serbest bölgeye gelmesi zorunluluğu,
- Yine serbest bölge özelinde uzmanlaşmış bir idari kadroya ve gümrük acentesine gereksinim,
- Mal ve hizmet alımı yapılacak olan Türkiye'deki firmaların tamamının gümrük acentesi olmaması ve gümrük işlemlerine aşina olunmaması vb. sebeplerle bazen gümrük işlemlerinden muaf bir şekilde faaliyette bulunma hallerine de ihtiyaç duyulabilmesidir.
- Serbest Bölge’de Faaliyet Ruhsatı Başvurusu
Uygun serbest bölge alanı araştırılması
Serbest bölgede faaliyette bulunmak isteyen şirketler öncelikle faaliyet göstermek istediği bölgeyi/alanı, orada bulunan lojistik hizmetlere erişim imkanları gözeterek, belirlemelidir.
Sektöre en uygun serbest bölge alanı belirlendikten sonra ilgili Serbest Bölge Müdürlüğü ile iletişime geçilerek bölgede faaliyet göstermek için uygun alan bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Bilindiği üzere, serbest bölgeler, devletlerin tasarrufunda geliştirilen özellikli yerler olup esasen buralarda genel bir tapu devri süreci gibi gayrimenkul alımı-satımı yapılamamaktadır. Ayrıca yapılacak kiralamalarda da Türk Borçlar Kanunu uyarınca yapılacak olan çatılı işyeri kiralamalarından da farklı şekilde bir süreç işletilmektedir. Bunun yanında özellikle yoğun serbest bölgelerde, kapasite sorunu yaşanabildiği, alan kiralamak veya alanda üst hakkı elde etmek için sınırlı olanak olabileceği unutulmamalıdır.
Serbest bölgelerde yerli veya yabancı firmalar yap-işlet-devret modeli ile doğrudan ilgili Bakanlığa başvuruda bulunarak üst yapı kullanım hakkı elde edebileceği gibi üst yapı kullanım hakkına sahip olan firmalardan da kiralama yoluyla işletme hakkı elde edebilmektedir. Uygun alanın bulması halinde bu alanın resmi kayıtlarda da üst hakkı veya kiralama hakkı elde etmek için uygunluğunun/örtüştüğünün kontrol edilmesini tavsiye ederiz.
Ruhsat formu ve Bakanlığın ön onayı sürecinden önce ve ilgili Serbest Bölge Müdürlüğünün onayı dışında resmi kayıtlara girebilecek şekilde herhangi bir üst kullanım hakkı sözleşmesi veya kiralama sözleşmesi akdedilmesi mümkün değildir. Öte yandan özellikle yoğun serbest bölgelerde bir üst hakkı sahibinden yapacağınız kiralamalarda niyet şeklinde bir ön anlaşma akdetmenizi tavsiye ederiz. Zira bu alanlarda taleplerin de yüksek olması nedeniyle zaman zaman hak kaybı yaşanabilmektedir.
Projelendirme - Tanıtım
Faaliyet alanlarının somutlaştırıldığı safhada firma, faaliyetleri için gerekli mal ve hizmetlerin neler olacağını, talep ettiğiniz ruhsat süresini, bölgeye getireceğiniz sermaye miktarını, bu mal ve hizmetlerin nereden tedarik edileceğini, yatırım ve işletme harcamalarını, satın alma detaylarını, faaliyet ile ilgili atıkların nasıl geri kazandırılacağı-çevre kirliliğine dair alınacak önlemleri ana faaliyetin gerektirebileceği diğer hizmet alanlarının neler olabileceğini, bir yıllık tahmini ciro hedefini, bu faaliyetleri gerçekleştirmek için yapacağı istihdam planlamalarını -rakamsal olarak analizlerle destekleyerek- detaylı bir proje haline getirmelidir.
Halihazırda yurtiçinde veya yurtdışında faaliyet gösteren bir firma ise geçmiş iş tecrübelerini, uzmanlık alanlarını, serbest bölgeye sağlayacağı teknolojiyi, bölgede alanında yapabileceği yenilikleri de bu projenin kapsamına alarak detaylı bir firma tanıtım metnini hazırlamalıdır.
Faaliyet-lisans başvurusu
Bir sonraki aşamada ise Ticaret Bakanlığının Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğüne (Bakanlık ve ilgili müdürlüğü olarak anılacaktır.) sunulmak üzere faaliyet ruhsatı müracaat formunun doldurulması gerekir. Başvurucular başvurularını doğrudan veya vekilleri aracılığı ile yapabilirler.
Halihazırda hukuken tüzel kişilik kazanmış bir şirketiniz adına başvuruda bulunabileceğiniz gibi ileride -başvurunuzun ön onaylanması halinde- kuracağınız yeni bir şirkete veya şubenize işaret ederek de başvuruda bulunabilirsiniz[1]. Alanda faaliyet göstermek için kurulması planlanan şirketin taslak ana sözleşmesi[2] ve şirkete dair temel bilgileri de (sermaye oranı-tutarı-ismi-adresi vb.) forma eklemek gerekecektir.
Müracaat formuna ek olarak başvuruda;
- Müracaatta bulunan kişi ve serbest bölgede gerçekleştireceği faaliyet hakkında açıklayıcı bilgileri içeren bir metne, imza sahibinin yetki belgesi ve imza sirkülerine, müracaatta bulunan halihazırda kurulmuş bir şirketse Türkiye Ticaret Sicili Gazeteleri ve Ticaret/Sanayi Odası kayıtlarına da yer verilmesinde fayda vardır.
- Adına başvuruda bulunacağınız şirketin yasal bir sınır olmamakla birlikte gerçekleştirmek istediği faaliyetlerle orantılı -az denmeyecek sınırlarda- sermayeye ve lisans talebinize uygun bir esas sözleşmeye haiz olduğunu da kontrol etmeniz gerekir. Serbest bölgeye transfer edeceğiniz sermaye miktarı ve yapacağınız yatırımlar, tahmini yerli satın alma rakamları ne kadar fazla olursa başvurunuz onaylanması ihtimali o kadar artacaktır.
Burada son ve önemli olarak müracaat formuyla beyan edeceğiniz hususların zaman zaman Bakanlığın ilgili müdürlüğünce denetlenebileceği, bu müracaat formunda beyan edilen hususlarda veya iş süreçlerinizde veya şirket yapılanmanızda bir değişiklik olması halinde ilgili müdürlüklere bildirimde bulunmanız gerekebileceği ve hatta çoğu süreç için önceden izne tabii olabileceğiniz unutulmamalıdır.
Gerçekleştirecek olduğunuz faaliyetleri dikkate alarak müracaat ücretini ödemek suretiyle uygun ruhsat türüne başvurabilirsiniz. Serbest bölgelerde genel olarak aşağıdaki ruhsat türleri ile başvuruda bulunulmaktadır;[3]
- Üretim Lisansı (Projeyi sıfırdan bitimine kadar bizzat inşa edebilirsiniz)
- Bakım Lisansı (Tadilat projeleri yapabilirsiniz)
- Kiralama Ruhsatı (Yeriniz varsa ve başkasına kiralamak isterseniz)
- Alım Satım (Ticareti yapılan malların alım-satımı, depolanması, etiketlenmesi, ambalajlanması ve sergilenmesi yapılabilir)
Yukarıda anılan ruhsat türlerinin her birinin amacı birbirinden farklı olduğundan iş kapsamına göre uygun ruhsat türüne veya türlerine başvurmalısınız. Mevcut şirketlerin başvurularına, firmanın son üç yıla ilişkin bilançolarını-ihracat rakamları-şirket kuruluş ve tescil belgelerini de eklemesi beklenmektedir.
Müracaat ücretinin ödenmesi
Form eksiksiz bir şekilde tamamlandıktan sonra Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ilgili hesaplarına müracaat ücreti (işbu yazı itibarıyla 5.000,00 ABD Doları veya TL Karşılığı) yatırılır ve bir üst yazı ile başvuruda bulunulur.
Başvuruyu takiben uygulamada yaklaşık 15-20 gün içerisinde ilgili Genel Müdürlük tarafından cevabi bir yazı ile faaliyet alanınıza göre belirlenmiş şartlar dahilinde olunup olunmadığına göre olumlu ya da olumsuz dönüş alınır. Şartların sağlanması halinde; ilgili Serbest Bölge Müdürlüğü tarafından onaylanmış kira akdini veya üst kullanım hakkına dair belgeleri, yeni kurulacak bir şirket veya şube söz konusu ise tescil ve sicil suretlerinin sunulması için 30 günlük süre verilmektedir. Verilen 30 günlük sürede işlemlerin tamamlanması halinde faaliyet ruhsatı onaylanmaktadır.
- Sonuç
Serbest bölgede faaliyet göstermek isteyen yerli ve yabancı firmalarca, serbest bölge faaliyetlerinin uzmanlık gerektiren kadro ihtiyacı doğurduğu ve bunun bir uzantısı olarak kurumsallaşmanın kaçınılmaz olduğu göz ardı edilmemelidir. Sürecin başından sonuna kadar alanında bir uzmana danışarak ilerlemek ve bu uzmanlardan destek alarak yapılanmak gerekir. Zira serbest bölgeler, Kanun gereği özellik arz eden/özel kanunlarla kurulmuş, özel ruhsat ile faaliyet gösterilebilecek yerledir. Özetle,
- Öncelikle başvurucunun faaliyet alanına, ticari hacmine, hedeflerine, mala ve hizmete erişimine ve lojistik imkanlarına uygun bir serbest bölge belirlemesi ve bu alanda öncelikle üst hakkı kurmaya veya kiralama yapmaya uygun bir alan olup olmadığını değerlendirmesi gerekir.
- Üst hakkı sahibi bir firmadan kiralama yapılacaksa, bu kiralama yapılacak olan alanın kiralamaya uygunluğunun resmi kayıtlarda araştırılması/teyit edilmesi de önem arz etmektedir. Ticaret Bakanlığı nezdinde yapılacak başvuru tamamlanmadan resmi bir kiralama sözleşmesi akdedilemeyeceğinden yatırımcıların herhangi bir hak kaybına uğramaması ve bulduğu alandaki avantajları kaçırmaması adına niyet şeklinde bir ön anlaşma akdetmesi de yerinde olacaktır.
- Uygun bir alan bulduktan sonra serbest bölgede yapılacak olan faaliyete dair proje hazırlanmalı, getirilecek sermaye ve yapılacak yatırımlar taahhüt edilmeli, projeye uygun surette form tamamlanıp müracaat bedeli ödendikten sonra bir üst yazı ile Bakanlığın ilgili Müdürlüğüne başvurulmalıdır.
- İlgili Müdürlük tarafından verilen sürede eksik belgeler veya kuruluş işlemleri tamamlanmalı, ilgili serbest bölge müdürlüğünün onayladığı üst kullanım hakkı veya kiralama sözleşmeleri sunulmalıdır.
Konu ile ilgili herhangi bir soru veya sorununuz olması halinde bizimle irtibat kurmanızı rica ederiz.
Saygılarımızla,
Av. Senem Nimet ÇETİN Stj. Av. Melisa Dilan YETGİN
Danışmanlık Departmanı Dava Departmanı
[1] Bu niteliklere haiz Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kurulmuş mevcut bir şirketiniz adına veya bu şirketinizin bir şubesi şeklinde serbest bölgede faaliyet gösterebileceğiniz gibi aynı zamanda yeni bir şirket veya bu yeni şirket adına kuracağınız bir şubesi ile de başvuruda bulunabilirsiniz.
[2] İşbu sözleşme, 1998/4 sayılı “Faaliyet Ruhsat Müracaatlarının Değerlendirilmesi, Şube, Şube Adresli Firma” başlıklı genelgeye uygun olmalıdır.
[3] Faaliyet ruhsatı, serbest bölgede kiracı firmalardan üretim faaliyetinde bulunacaklar için en çok 20 yıl, diğer faaliyet alanlarına ilişkin olarak en çok 15 yıl, yatırımcı firmalardan üretimde bulunacaklar için en çok 45 yıl, diğerleri için en çok 30 yıl süre ile verilir