img-01

Haber & Etkinlikler

Bilgi Arama

Borç İlişkilerinde Kısmi İfa

2024-07-25

SAYI : ÖZDERİN 2024/07

 

Hukuk terminolojisinde “ifa”[1] terimi, taraflar arasında kurulmuş bir hukuki ilişki/sözleşme ile üstlenilen bir taahhüdün ve/veya borcun yerine getirilmesi anlamına gelmektedir. Örneğin bir satış akdinde satıcı ürünü satma ve teslim etme, alıcı ise buna karşılık o ürün veya ürünlerin bedellerini satıcıya ödeme borcunu üstlenir. Diğer bir deyişle iki taraf da birbirlerine karşı anılan bu edimleri ifa etmeyi taahhüt etmektedir. Bu anlamda kısmi ifa, bir borcun veya üstlenilen bir edimin kısmen yerine getirilmesi olarak ifade edilebilir.

Bu bültenimizde kısmi ifanın hangi tür edimlerin yerine getirilmesinde mümkün olduğuna, kısmi ifanın mümkün olduğu hallerde bunun sözleşme ile bertaraf edilip edilmeyeceğine, hangi anlaşma türlerinde ve taraf rollerinde kısmi ifanın aleyhe bir durum yaratabileceğine genel hatları ile değinilecektir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 84. maddesi kapsamında kural olarak bir anlaşma kapsamında üstlenilen bir veya birden çok edim var ise ve bu edimler belirli, ihtilafsız ve vadesi gelmiş edimler ise bu edim ve/veya edimlerin bir bütün olarak yerine getirilmesi gerekir[2]. Bu kuralın istisnasını ise “kısmi ifa” hali oluşturmaktadır. Başka bir anlatımla kural, üstlenilen edimin tamamının yerine getirilmesi olmakla birlikte bazı hallerde kısmen ifa mümkündür.

Kısmi ifa için her şeyden önce ifa edilecek olan edimin bölünebilir bir borç olması gerekir. Bir satış akdinde satıcının, birden fazla ürünü teslim etmeyi taahhüt etmesi halinde satıcının o ürünlerden bir kısmını kısmen ifa etmesi veya alacaklının ödemeyi taahhüt ettiği bedelin tamamını değil de bir kısmını ödemesi hallerinde üstlenilen karşılıklı edimler bölünebilir birer borç olmakla kısmi ifaya müsait edimlerdir.

Bir satış akdinde satıcı 100 ton ürünü alıcıya teslim etmeyi taahhüt etmesine rağmen bunun 60 tonunu teslim eder ve kalanını teslim etmezse veyahut kalan tonajı başka bir zamanda ifa etmek isterse alıcı taraf bu kısmi ifayı kabul etmek zorunda mıdır?  Aynı soru üzerinden gidecek olursak alıcı da bu ürünlerin karşılığında 10.000,00 TL ödemeyi taahhüt etmişse ve borcun ödeme vade gününde “Şimdilik bunun 3.000,00 TL kadarını ödeyeyim, kalanını başka zaman öderim.” derse satıcı taraf bu yapılacak 3.000,00 TL ödemeyi kabul etmek zorunda mıdır?

Ortada bölünebilir bir borç olsa da TBK 84. maddesi uyarınca eğer taraflar arasındaki akit gereği üstlenilen borç veya taahhüt, belirli ve muaccel ise diğer taraf kısmi ifa teklifini veya kısmen teslimi kabul etmek zorunda değildir. Yine bir akit kapsamında satıcı tarafın birden fazla taşınır (ekipman, makine vb.) satmayı ve teslim etmeyi taahhüt etmesine rağmen bu taşınırların bir kısmının teslimini gerçekleştirmesi, diğer kısmını teslim etmemesi halinde, alıcı taraf kısmen ifayı kabule zorlanamayacaktır. Zira karşı tarafın bu taahhüdün tümüyle yerine getirilmesinde üstün bir menfaati bulunabilir. Öyle ki alıcı taraf 100 ton ürünü alarak iskonto elde etmiş olabileceği gibi bu 100 ton ürünü eksiksiz kullanması halinde operasyonlarını ifa edecek, 60 ton kendisine bir fayda sağlamayacak veya 3. taraf müşterilerine taahhütlerini yerine getirecek olabilir. Aynı şekilde bir akit kapsamında birden fazla makine satışında anlaşılmış olsa dahi bu makinelerden bir tanesinin teslimi diğer makine olmadan alacaklıya bir menfaat sağlamayabilecektir. Ayrıca bu makine veya makineler için satışa ilave olarak kurulum – devreye alma – montaj gibi ilave yan edimler de üstlenilmişse, satıcı taraf yalnızca teslim gerçekleştireceğim kurulum – devreye alma hizmetini veremeyeceğim dediğinde, alıcı tarafın bu hizmetin verilmemesi nedeniyle operasyonları sekteye uğrayabilir.

Bir anlaşmada, alıcı, kısmi ifayı kabul etmek durumunda olmadığından, para borcunu ödeyecek taraf değil de ürünü teslim edecek olan, satıcı taraf açısından ticari olarak kayıp yaşanabilir. Hal böyle olunca da akdedilecek olan anlaşmanın türü, niteliği ve anlaşmadaki rolümüz açısından değerlendirme yapılarak, bölünebilir iş ve hizmetler bulunan durumlarda, kısmi ifanın aleyhe yaratabileceği sonuçlar değerlendirilerek sözleşme ilişkisi kurulmalıdır. Zira yukarıda bahsettiğimiz alıcının kısmi ifayı kabule zorlanmayacağı ilkesi taraflar arasında akdedilecek sözleşme ile bertaraf edilebilecektir. Bir başka deyişle satıcı taraf olduğumuz durumda üstlendiğimiz bir teslim veya hizmeti kısmen ifa etme ihtimalimiz var ise sözleşmede satıcı taraf olarak kısmi ifada bulunabileceğimiz açıkça yazıldığı takdirde alıcı taraf artık bu kısmi ifayı kabul etmek zorundadır. Alıcı açısından ise kısmi ifanın yaratabileceği olumsuz durumlar dikkate alınmalı, her ne kadar kanuni hüküm gereği kısmi ifayı kabul zorunda olmasa da yine de sözleşmede kısmi ifayı kabul edip etmemekte takdir yetkisi bulunduğu açıkça yazılmalıdır. Son olarak alıcının bir para borcunun kısmen ifasını kabul etmesi halinde, ifa edilmeyen borçlar yönünden ve varsa sözleşmedeki (cezai şart vb.) haklarını koruyucu olması açısından her durumda ihtirazı kayıtla kısmi ifayı kabul etmesinin önemini dikkatinize sunarız.

Özetle üstlenilen edimlerin türü ve niteliği, tarafların o sözleşmedeki rolleri ile menfaatleri dikkate alınarak kısmi ifa açısından değerlendirilme yapılarak sözleşme akdedilmesi gerekmektedir.

Konu ile ilgili herhangi bir soru veya sorununuz olması halinde bizimle irtibat kurmanızı rica ederiz.

 

Saygılarımızla,

 

Av. Senem Nimet ÇETİN

Danışmanlık Departmanı Yöneticisi

 

[1] TDK, İfa: (1) Bir işi yapma, yerine getirme. (2) Ödeme.

T.C. Adalet Bakanlığı Hukuk Sözlüğü, İfa: Ödeme; yerine getirme; bir işi yapma; edim.

 

[2] 1. Kısmen ifa

MADDE 84- Borcun tamamı belli ve muaccel ise, alacaklı kısmen ifayı reddedebilir.

Alacaklı kısmen ifayı kabul ederse borçlu, borcun kendisi tarafından ikrar olunan kısmını ifadan kaçınamaz.